13 Kasım 2011 Pazar

Huzura Kaçıs

Kum saatindeki iki kum tanesiydik seninle
Bir anda akmaya başlamıştık
Kaderin bizi ters çevirmesiyle
Çaresizce çırpınıyorduk zaman sürüklerken
Sevmenin acısını biliyorduk çünkü
Sevmek acıydı ama sevmeliydik
Ne denirse densin ismine…
Gitmeni hiç istemedim yanımdan
Ama gitmeliydin sorgulamadan,
Bırakamazdımki senide aşağı akarken
Ama bende seninle akıyordum fark etmeden
Saçlarının rüzgarına kapılmıştım belkide
Belki gözlerinin bana bakarkenki parıltısına
Sarılarak beraber düşüyorduk işte…
Boşunaydı çırpınışlar ve yakarışlar
Acı bir aşk öyküsü daha başlıyordu
Zaman daralıyordu her nefeste
Soluk soluğa kalmaya alışkındık…,
Küçük bir filmdik aslında sen ve ben
Kısa metrajlı ve duraksız
Bazen siyah beyaz bazende karıncalı
Ama gerçekten renkliydik seninle
Biteceğini bildiğimiz bir filmde oynuyorduk
Ama uzaması gerekiyordu filmin
Alıştım işte sana, sarılmana bakışına
Seviyordum seni ama olmamalıydı
Bitemezdi sonu ölümle veya dargınlıklarla
Ne ölebilirdik biz seninle
Ne de kırabildik birbirimizi
İmkansız aşkı yaratmaya cesaret aradık sadece
Eskiler olmasaydı diye yaşadık…
Kabullenmiştik bir yerde “SON” yazacağını
Ne yakarışlar ne haykırışlar
Yetersizdi, zamansızdık senle ben….,
Soğuk havalarda bakıştık seninle
Ağzımızdan dumanlar çıkıyordu
Sıcacıktı çünkü yüreklerimiz
Senin istediğin sadece mutluluktu
Ama ben asla kabullenemedim dünyayı
Hep mutsuz olacaktım
Yani bu biricik seninde mutsuzluğun demekti…
Ama bitti cesaret edemediğim…
İçim titrerken seni seviyorum diyemediğim
İmkansızım, çaresizim, zamansızım…
Artık etraf daha karanlık ve korkak
Sabahlarda daha turuncu
Fırtına koparmak isteyen bulutlar var başımızda
Ve ansızın gittin bu havada…
İnanmadım inanamadım gittiğine…
Çünkü giderken bile gülüyorudun.
ya acıların gülümsemesiydi bu yada kabullenmekti
ve gerçekten gittin…!!!
ardında gülümsemeni ve sırlarını bırakarak
karanlık gün, turuncu sabahlar
ve fırtına koparmak isteyen bulutlar
hepsi bana kalmıştı sen gidince
ve aklıma kazıdığın gülüşün
hak ettiğim şimşekler beni buldu şimdi
sen giderken ben anladım
seni öyle sorgusuzca seviyorum
hayattan bağımsız ve alakasız
ipini koparmış uçurtma gibiydin…
gittin ya sen!!!
Ben hala onu düşünüyorum…
Ne sana kızmaya hakkım
Ne de çağırmaya yüzüm, gücüm var
Sen gittin ya…
Ben anladım seni sevdiğimi…
Karanlık günler seninle aydınlık
Turuncu sabahlar seninle huzurlu
Şimşekler seninle daha seyretmesi güzel
Gittin ya sen…
Ben hala orda kaldım…
Gitme de diyemedim ardından…
Bakakaldım sadece giderken…
Elimi uzatamadım sana…
Sen gittin ya işte!!!
Gitme demememin sebebi var
Ardından bakakalmamın nedenleri var…
Gittin işte sen…
Beni bırakıpta gittin bile diyemiyorum..
Çaresizim gitmene
Diyemedim gitme diye
Huzur vermezdim sana ben
Ama seviyordum seni
Herhalde gitmen en iyisiydi
Kum saatindeki taşların hiç bitmeyeceğini anladım
Saf sevginin nedensizliğini anladım
Anlatamayacağım dünya kadar şeyi anladım
Sen gidince ben
Sana demeye korktuğum şeyi anladım!!!!